İnovasyonu Desteklemek için Arşimet Prensibini Kullanmak

İnovasyonu Desteklemek için Arşimet Prensibini Kullanmak

Dönüştürücü Çözümler için Sekiz Adımlı Bir Çerçeve

 

Aramızdaki herkes Arşimet’i tanıyor değil mi? 

Evet evet, ilkokulda hamamdan koşarak çıktığına defalarca şahit olduğumuz kişi kendisi. Büyük ihtimalle bizi en çok eğlendiren kaşiflerden biri. 

 

Arşimet’in keşfettiği prensip, sıvıya batırılmış bir cismin yer değiştirdiği sıvının ağırlığına eşit, yukarı doğru bir kuvvet deneyimlediğini belirtir. Bu prensip genellikle fizik ile ilişkilendirilmiş olsa da aslında hikayenin kendisi herhangi bir alanda yenilikçiliği sürdürmek için kullanışlı bir çerçeve olarak da hizmet edebilir.

 

Daha önceki bir makalede, sorduğumuz sorularla içsel yenilikçiliğimizi nasıl açığa çıkarabileceğimizi inceledik. Şimdi Arşimet’in prensiplerinin yenilik sürecinde bize nasıl rehber olabileceğini keşfedelim. 

 

  1. Bir Sorunu Belirleyin ve Çerçeveleyin

İlk adım, çözmek istediğimiz sorunu belirlemek ve çerçevelemektir. Bu, sorunu net bir şekilde tanımlamayı ve iyileştirilmesi gereken belirli bir yönü vurgulamayı içerir. Bunu yaparak çabalarımızın somut bir hedefe yönlendirildiğinden emin oluruz.

 

Problem çerçeveleme, problem çözme disiplininde ve yalın girişim mantığında kritik bir adımdır. Bu adım sorunu net bir şekilde tanımlamayı ve iyileştirilmesi gereken belirli bir yönü vurgulamayı içerir. Tasarım odaklı problem çözme disiplininde, problem çerçeveleme, kullanıcıların ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamak için oldukça kritik bir temellendirme sağlar. 

 

  1. Konuyu Araştırın

Sonra, konuyu araştırmamız ve diğerlerinin çalışmalarından öğrenmemiz gerekiyor. Bu, ilgili literatürü incelemeyi, verileri analiz etmeyi ve alandaki uzmanlardan görüşler toplamayı içerir. Bilgi temelini sağlam bir şekilde oluşturarak sorunu ve potansiyel çözümleri daha iyi anlayabiliriz.

 

  1. Probleme Dalmak

Sorunu tam anlamıyla anladıktan sonra kendimizi ona kaptırmamız gerekiyor. Potansiyel çözümleri, nedenleri ve fikirleri keşfederek geleneksel yöntemlerle düşünülmemiş yenilikçi yaklaşımları belirleyebiliriz.

 

Daha önce bilmediğiniz ya da henüz düşünmediğiniz, şaşırtma ve ilham verme gücüne sahip bir şey keşfetmeden bu adımı kapatmayın. Bu adımın bir durum ya da problemle ilgili yeni ve derinlemesine anlayışını kazanacağınız yer olması gerekiyor ki yaklaşımlarınız da yenilikçi olsun. Unutmayın, anlayışınız yenileşmediğiniz de bu çözümleriniz için mümkün olmayacaktır. 

 

  1. Engellerle Karşılaşmak

Kaçınılmaz olarak yaratıcı tıkanıklıklar gibi hissedebileceğimiz engeller ve zorluklarla karşılaşacağız. Bu sürecin doğal bir parçasıdır ve bu engelleri tanımayı ve çığır açan çözümlere ulaşmak için zorlamayı öğrenmeliyiz.

 

Engeller yine anlayışımızı yenilememiz için fırsat alanlarıdır. İnovasyonla ilgili büyük fikirlerin nasıl olduğu anlaşılmadan kaşla göz arasında ani ilham parlamalarıyla bize geldiği hakkında yaygın bir mit vardır. Gerçek şu ki yaratıcı fikirler kendiliğinden aklınıza gelmezler. Zihniniz onları,bazen bir hayli zaman alan, nadir bir çağrışımlar ve bağlantılar zincirinden inşa eder ki bu zincirin en kıymetli ve doğurgan halkaları karşılaştığınız yaratıcı tıkanıklıklardır. 


 

  1. Rahatlayın ve Bağlantıyı Kesin

Yaratıcı tıkanıklıklara ulaştığımızda bir adım geri çekilip problemden kopmak önemlidir. Zihnimizin problemin bilinçaltımızda kuluçkaya yatmasına izin vererek perspektifimizi değiştiren ve engelleri aşmamıza yardımcı olan aydınlatıcı içgörülerine ulaşabiliriz.

 

Bana kalırsa, bu en kritik adımdır. Nedenini düşünmenizi istiyorum. Daha sonra bu konuyu daha derinlemesine inceleyeceğiz. Ancak iştahınızı kabartmak için küçük bir giriş burada: Yaratıcı tıkanıklıklara ulaştığımızda bir adım geri çekilip rahatlamak, düşünmek ve enerji depolamak önemlidir. Ünlü bir meditasyon öğretmeni olan Lama Rod Owens, öğretilerinde farkındalık ve öz farkındalığın önemini vurguluyor: "Meditasyon pratiği, sadece ortaya çıkıp deneyimimizle samimi olma pratiğidir, ve sonra desenleri izlemektir." Zihnimizin probleme bilinçaltımızda kuluçkaya yatmasına izin vererek, perspektifimizi değiştiren ve engelleri aşmamıza yardımcı olan aydınlatıcı içgörülere yer açabiliriz. İşte tam bu noktada Arşimet zihinsel saplantısından kurtulmayı ve kendini rahatlatmak için banyo yapmayı seçti. Fiziksel ve zihinsel olarak rahat durumdayken bilinçsiz zihni taze düşünceleri dikkatle ele almak ve önceki düşüncelerle birleştirmek için serbestti; bu sefer takıntılı bir şekilde değil ama oyun oynar gibi. 

 

  1. Aydınlatıcı Bir İçgörüye Ulaşmak

Problemden kopulduktan sonra, perspektifimizi değiştiren aydınlatıcı bir içgörüye ulaşabiliriz. Bu çığır açan an vizyonumuzu ve fikrimizi, kendimize bile yabancı fikirlerle değiştirebilir. 

 

Problemden uzaklaştığınız an açık fikirli zihin yapınız sayesinde -başka zamanlarda olduğu gibi kabul edeceğiniz şeyleri- belirli bir problem kapsamında çözüm arayan bir perspektif ile düşünmeye başlarsınız. 



  1. Yeni Bir Fikir veya Fikir Kombinasyonu Oluşturmak

Bu içgörülerle probleme yenilikçi yollarla yaklaşan yeni bir fikir veya fikir kombinasyonu oluşturabiliriz. Mevcut içgörüler ve fikirler üzerine inşa ederek tamamen yeni ve dönüştürücü bir şey yaratabiliriz.

 

  1. Yeni Fikri Test Etmek ve Doğrulamak

Son olarak bu fikri başarılı olacak şekilde doğrulamamız gerekiyor. Bu, prototip oluşturmayı, test etmeyi ve kullanıcılarımızın ihtiyaçlarını karşılayan ve orijinal problemleri çözen bir çözüme sahip olana kadar iterasyon yapmayı içerir.

 

 

Yeni ürünler, süreçler veya hizmetler geliştiriyor olsak da bu çerçeve bizi dünyayı değiştiren çığır açıcı çözümlere yönlendirebilir. Arşimet’in prensipleri sadece bir fizik yasası değil, aynı zamanda gizli yaratıcılığı açığa çıkarmak için güçlü bir araçtır. Bu sekiz adımı pratiğimize dahil ederek düşünme şeklimizi dönüştürebilir ve potansiyel olarak dünyamızı dönüştürebiliriz. "İnovasyonun 4 Merceği" kitabında belirtildiği gibi yaratıcılık, merak ve iş birliği kültürünü geliştirmek yenilikçi potansiyelimizi açığa çıkarmak için anahtardır. Bu nedenle bize sunulan araç ve çerçeveleri kullanarak keşfetmeye ve yenilik yapmaya devam edelim.

 

Umarım bu makaleyi bilgilendirici ve düşündürücü bulmuşsunuzdur. Herhangi bir sorunuz, geri bildiriminiz veya geliştirme öneriniz varsa, sizden duymayı çok isterim. Bir sonrakinde görüşmek üzere!

 

Referanslar

Rowan Gibson (2015). The Four Lenses of Innovation: A Power Tool for Creative Thinking. Wiley.

Lama Rod Owens (2020). Love and Rage: The Path of Liberation Through Anger. North Atlantic Books.