Geçen günlerde 43. çalma listemi oluştururken Spotify olmasaydı ne yapardım diye düşünmeden edemedim. Uygulama içinde hemen her türlü ruh halime göre çalma listemin olduğunu, izlediğim tüm film ya da dizilerden sonra yapıma özel hazırlanan parçaları favorilerime eklediğimi ve toplu taşıma araçlarında yolculuk yaparken gerçekten kurtarıcım olduğunu söyleyebilirim. Bu bağlamda Spotify olmasaydı muhtemelen bir yanım eksik kalırdı.
Rakipsiz bir pazarın kalmadığı günümüzde elbette Spotify’ın da envai çeşit muadili bulunuyor ancak kullanıcıları için onu bu kadar özel yapan şey nedir? Şirket 13 yıl önce 4.4 milyon dolar zarar ettiğini açıkladıktan sonra bugünkü büyüme sayılarına nasıl ulaştı? Spotify gerçekten müşterilerinin ihtiyaçlarını dinliyor mu? Gelin tüm bu soruları beraberce cevaplayalım, kahvelerimiz de hazırsa hemen başlayalım.
Pazara erken girme avantajı
Spotify’ın, Apple Music ve YouTube Music gibi büyük oyuncularla rekabet edebilmesinin başlıca sebebi 2008 yılında atağa geçmesi ve o günden bu yana elde ettiği verileri kişiselleştirilmiş pazarlama yöntemiyle kullanması.
30 Haziran 2021 verilerine göre Spotify’ın yaklaşık 178 farklı pazarda, 165 milyon abonesi ve 365 milyon aylık aktif kullanıcısı bulunuyor. Bunun yanı sıra uygulama içinde 70 milyondan fazla parça ve 4 milyardan fazla çalma listesi mevcut. Dünya nüfusunun 7.9 milyar olduğunu göz önünde bulundurursak, uygulama içinde neredeyse yaşayan insan sayısının yarısı kadar çalma listesi var diyebiliriz. Hal böyle olunca, “Bir gün herkesin Spotify hesabı olacak.” demek işten bile değil (!)
Taktik maktik var, bam bam bam!
Spotify gerçekten benzersiz bir uygulama çünkü kullanıcıların herkese açık çalma listeleri oluşturması, diğer kullanıcıların küratörlüğünü yaptığı çalma listelerini takip etmesi, yeni gelen bir özellik sayesinde ortak çalma listeleri oluşturulabilmesi ve tabii ki bağımsız sanatçıların kendi sanatlarını icra edebilmeleri için samimi bir ortam sunmakta. Yani uygulama, kullanıcılarına içinde yer alan içeriklerin büyük bir çoğunluğunun diğer kullanıcılar tarafından oluşturulduğu bir topluluğa dahil olma olanağı tanıyor.
Kullanıcılar sınırsız paylaşım yapabildikleri kadar hesaplarını ve çalma listelerini özelleştirebilmekteler. Takipçileriniz siz isterseniz sizin ne dinlediğinizi görebilir ve yine siz isterseniz çalma listelerinizi keşfedebilir/dinleyebilirler. Kullanıcıların kayıtlı özel çalma listelerinin sayısı arttıkça, bu listeleri başka platformlara aktarma işlemi zahmetli olacağından Spotify'ı kullanmaya devam etme olasılıkları da giderek artıyor.
Öte yandan Spotify, pazardaki diğer oyunculara nazaran daha çeşitli premium paketleri sunmakta. İkili premium planından aile premium planına, iş ortağı premium planlarından öğrenci premium planına kadar birçok opsiyon mevcut. Keza Papara gibi Fintech girişimleri ile yapmış oldukları cashback benzeri kampanyalar da başta öğrenciler olmak üzere, genel kullanıcı kitlesini memnun etmekte.
Akıllı entegrasyonlar
Zamanında Facebook Manager, Shazam, Tinder, Nike+, Starbucks gibi başka uygulamalarla harika entegrasyonlar yapan ve çeşitli kampanya süreçleri yürüten Spotify, şimdilerde konuşma dilimizi bile etkileyen TikTok uygulaması ile işbirliği yapmış durumda. TikTok bu işbirliği kampanyası kapsamında bazı ülkelerdeki kullanıcılarına, 3-4 aylık ücretsiz Spotify Premium kodu dağıtıyor. Bu sayede kullanıcılar, dünyanın en popüler çevrimiçi müzik ve podcast platformunu birkaç aylığına da olsa reklamsız bir şekilde deneyimleyebilmekte.
Spotify'ın uyguladığı bir diğer başarılı entegrasyon da dinlenen şarkıların ya da çalma listelerinin direkt Instagram hikayelerine eklenebiliyor oluşu. Bunu yapmak için Spotify uygulamasındaki paylaşım menüsünü açmak ve Instagram Hikayelerine tıklamak yeterli.
Yıkıcı bir özellik olarak: Podcast
Takvimler 2019’un Şubat ayını işaret ederken Spotify, podcast girişimi Gimlet Media’yı ve podcast uygulaması Anchor'ı satın aldığını duyurdu. Multidisipliner olmayı yani araba sürerken ya da bulaşık yıkarken bir yandan verimli bir sohbet dinlemeyi kanıksadığımız bugünlere geldiğimizde ise uygulama içinde 2.9 milyondan fazla podcast başlık sayısı bulunmakta ve her geçen gün bu sayı katlanarak artmakta. Podcast'ler ayrıca premium abonelik hizmetiyle Spotify'a opsiyonellik sağlamakta. (Yaşasın creator economy!)
Senin için derlendi
“Daha çok dinledikçe daha iyi tavsiyeler al.”
Yeni Müzik Radarı, Haftalık Keşif, Daily Mixler, 2020’de En Çok Dinlediklerin, Senin İçin Yazı Geriye Sardık, Çalmaya Doyamadıkların ve daha neler neler. Hepimiz Spotify’ın bizi bizden daha iyi tanıdığı konusunda hemfikiriz diye düşünüyorum. Hatta içten içe yeni yıl gelse de geçen yıl en çok neler dinlemişim hikayesini paylaşsak diye de gün sayıyoruz. İşte tüm bunlar Spotify’ın müşteri saplantılı olması ve yazının başlarında da belirttiğim gibi uygulamış olduğu kişiselleştirilmiş pazarlama stratejisi.
Peki esas sorumuz neydi en başa dönüp bir hatırlayalım: Spotify gerçekten müşterilerinin ihtiyaçlarını dinliyor mu?
Spotify müşterilerinin geri dönüşlerini almak için Community sayfasındaki Idea Submissions gibi sekmelerden yorumları topluyor. Sosyal medya hesaplarını maksimum aktiflikte kullanıyor ve Support kanallarından bazen özür dilemek için kullanıcılara özel çalma listeleri bile hazırlıyor. Evet, Spotify bu aksiyonları alıyor yani müşterilerini gerçekten iyi bir şekilde dinliyor ve bununla birlikte müşterilerine istediklerini değil ihtiyaçları olan şeyi veriyor. Bu yüzden rekabet avantajı sağlamak için premium planların fiyatlarını düşürmüyor, kullanıcının kendini biricik hissetmesini sağlıyor.
Eğer bu tarz konular hakkında daha fazla ilham veren içeriğe ulaşmak istersen Gooinn İnovasyon Bültenine abone olabilirsin. 🚀
Ek olarak bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir veya info@gooinn.co mailinden bizlere her zaman ulaşabilirsiniz.