Ürün İnovasyonu ve Yetenek Açığı İlişkisi

Ürün İnovasyonu ve Yetenek Açığı İlişkisi

Bizim için inovasyon, müşteri ihtiyaç ve problemlerine çözüm geliştiren ürün veya hizmetlerdir. Yeni bir ürün geliştiren firmalar genellikle müşteri ihtiyaç ve problemlerini anlama kısmını atlar veya kasten geçer. İşte bu durum firmanın genel davranışlarına yansıdığında, yani asıl müşterisi olan çalışanlarının ihtiyaç ve problemlerine çözüm bulamadıklarında ise yetenekleri kendine çekemez ve bir vadede yok olmaya yüz tutar. 

Ürün inovasyonu yaparken eş zamanlı olarak yetenekleri elde tutmanın en önemli 3 kuralını aşağıdaki gibi sıraladık;

1) Bir kere veya bir yıl değil, her koşulda ve her zaman inovasyon

Ölçeklenme ve yüksek değerlemeye sahip olacak bir ürün inovasyonunu hayata geçirmek veya girişimini keşfetmek tek seferde denenerek olması muhtemel bir şey değildir. Şirketlerdeki en büyük yanılgı da burada başlar. "Bir girişime yatırım yapayım veya bir ürün çıkartayım ve kısa bir süre içinde de milyar dolarlık olsun" düşüncesi maalesef ki lotoyu kazanmak ile aynı oranda şansa sahiptir. Tabii ki zaman geçtikçe, yatırım yaptıkça ve yeni ürün geliştirdikçe bu yetkinlik artacaktır. Ancak yine de beklentiler, kısa sürede veya tek denemede büyük başarının geleceği yanılgısıdır. Bu sebeple yılmadan, durmadan ve vazgeçmeden inovasyona devam edilmelidir. Bu bakış açısı firma içindeki yetenekleri tutmak ve yeni yetenekleri çekmek için de birebirdir. Bu yaklaşım çalışanlarınıza, firma olarak yeni düşüncelere değer verdiğinizi ve deneme yanılma kültürünü desteklediğinizi gösteren bir mesaj verir.

2)Deneme ve yanılma ile öğrenmenin şirket kültürünün bir parçası haline gelmesi

Yanılarak öğrenmek kimilerinin tüylerini diken diken etse de artık bu zihniyete sahip kişilerin emekli olma vakti gelmiş demektir. Çocuğu olanlar bilir, ufak yaşlarda çocuklar tüm öğrenimlerini deneme ve yanılma üzerine kurar. Aksi durumda öğrenmeleri durur. Böylelikle beyinleri gerekli becerileri oluşturamadığı gibi gelecekte de bu yetkinlikleri edinememeye kadar gidebilir. Aynı durum yeni ürün geliştirirken, yatırım yaparken veya kurum içi girişimciler denemeler yaparken de ortaya çıkar. Deneme müşterinin ihtiyacını anlamaktan çözümünüzü müşteri üzerinde denemeye veya belirli sektör ve uzmanlık gerektiren girişimlere yatırımdan işe alım sürecinizdeki yenilikçiliğinize kadar gidebilecek bir konu. İşte bu sebeple “Learning by Doing” olarak da adlandırılan metodun her kademede anlaşılmış ve uygulanıyor olması gerekir ki şirket içi veya dışı yetenekler yeni ürün veya düşüncelerini ortaya koyarken güven içinde ve keyifle çalışabilsinler.

3)Şirket hafızasının her daim ve her kademede önemsenmesi

Kaç girişime ne kadar emek ve zaman harcanarak yatırım yapıldı? Kaç takım, kaç saat harcayarak kaç ürün geliştirdi? Geliştirilen inovatif ürünlerin başarısı ile geliştirme süresince yapılan müşteri doğrulamalarının başarıdaki etkisi nedir? Şirket olarak daha önce kaç problem için kaç çözüm geliştirdik? Hangileri müşteri tarafından doğrulandı, hangileri doğrulanmadı? Eğer bu sorular veya daha fazlasına cevap verebiliyorsanız, yeni ürün geliştirme veya yatırım süreçlerinizi gerçekten iyi ölçüyor ve yönetiyorsunuz demektir.

Günümüzün en revaçta olan konularından birisi de yapay zeka. Tüm bu datanızın yapay zeka tarafından yorumlandığını ve daha iyi karar vermenizi sağlamak için çalıştığını hayal edin. Yeni ürün geliştiren iç veya dış takımların yapay zeka destekli ürün geliştirme platformunu kullandığını ve hem şirket hafızasını tutarken hem de takımların daha kısa sürede çok daha iyi doğrulanmış ürünler ortaya çıkarttıkları bir gelecek o kadar da uzakta değil. GOOINN’in “Venture Builder” yapısından çıkan ve İngiltere’de kurulan Inodash’i denemenizi öneririm. www.inodash.com 

Deneme ve yanılma kültürünü desteklerken yenilikçi ürünler geliştirmek için herkese fırsat sağlamak veya sağlamamak, işte tüm mesele bu. 

 

Daha fazlası için bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.