Yıkıcı İnovasyon

Yıkıcı İnovasyon

Yıkıcı inovasyon yaklaşımı, ilk olarak 1995’te Harvard Business School profesörü Clayton Christensen tarafından geliştirilmiş bir teoridir.

Yıkıcı inovasyon bir ürün veya hizmetin, mevcut tekliflerden daha uygun maliyetle, daha erişilebilir ve genellikle daha iyi performans göstermesiyle piyasa liderlerinin pazardaki konumlarını alması ve sektörü dönüştürmesidir.

Yıkıcı yenilikler, lider şirketler tarafından daha az karlı olarak görülen noktalara veya başka hiçbir alternatifi olmayan alanlara odaklandıkları için pazarın alt ucunu da hedefleme eğilimindedir.

Yıkıcı inovasyonu oluşturmak için üç temel bileşene ihtiyaç vardır:

  • Kolaylaştırıcı bir teknoloji içermesi
  • Yenilikçi bir iş modeline sahip olması
  • Tutarlı bir değer önerisinin bulunması

Yıkıcı inovasyonların beraberinde getirmiş oldukları değişim süreçlerinden sağlam çıkabilmek için şirketinizin kültürünü iyi tanımak, değişikliklere açık olmak ve yeni fikirleri uygulamada esnek davranabilmek gerekli.

Diğer bir önemli konu ise çalışanların da yenilik kültürüne açık olmasını sağlamaktır. Özellikle yönetim tarafında çalışan kişilerin gelecekte sektörü kökten değiştirecek yıkıcı inovasyonların etkilerini fark etmesi, hızla değişen dünya ekonomisinde ve şartlarında şirketin ayakta kalmasını sağlayacak kritik faktörlerdendir. Bu bağlamda her kademedeki çalışanın yenilikleri takip etmesine ve şirket içinde yenilikçi çalışmalar yapmasına izin vermek önemli.

Yıkıcı bir inovasyon stratejisi geliştirebilmek veya yıkıcı inovasyona karşı doğru stratejiler geliştirebilmek için başarılı örneklerine bakacak olursak:

  • Sadece online kitap mağazası olarak başlayan Amazon, tüm e-ticaret sektörünü baştan sona değiştirdi.
  • İlk kurulduğunda posta hizmeti ile film kiralama hizmeti sunan Netflix, sonrasında filmleri, dizileri online bir platforma taşıdı ve medya sektörünü değiştirdi.
  • Var olan bir iletişim türünü daha hızlı ve ücretsiz hale getiren WhatsApp günümüzde, müşteri yönetiminden üzerinden para transferi dahi yapılabilir bir noktaya gelmiş durumda.

Ancak tüm bunların başarılı olmasının nedeni şirketlerin kendine ait bir yenilik kültürünün olması. Burada önemli olan diğer bir nokta ise şirketin faaliyet gösterdiği alandaki yenilikleri takip etmesi. Her ne kadar bu tür yıkıcı inovasyonlar genellikle teknoloji ve bilişim alanında gerçekleşse de üretim ve hizmet sektörlerinde de birçok köklü değişim meydana gelmekte.