Yavuz Çingitaş

Kurucu, İngiltere Ülke Müdürü
İnovasyon Danışmanı

GOOINN olarak 2021 yılı inovasyon ve girişimcilik durumunu ortaya koymak için hazırladığımız rapor birçok kurum, vakıf, organizasyon ve kişi tarafından beğeniyle karşılandı, şimdiden referans olarak kullanılan bir doküman haline geldi. Bu durum tabii ki bizi çok sevindirmekle birlikte her yıl bu raporu yayınlayarak tüm ekosisteme fayda yaratmak için de motive etti. GOOINN olarak amacımız inovasyon olgusunu her şirket ve birey tarafından anlaşılan, erişilen ve kullanılan bir yaklaşım haline getirmek.

Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Raporu 3 ana başlık ile ayrılıyor:

  • Birinci kısım genel tanımları içeriyor. İnovasyon, kurum içi girişimcilik gibi tanımların yanında Tasarım Düşüncesi ve Yalın Girişim gibi metodolojilerin de tanımları mevcut. İlk bölümde amacımız tüm kesimlerin inovasyon hakkındaki bilgi seviyesini eşitleyebilmek. Yine ilk bölümde ülkelerde inovasyona yaklaşımın nasıl olduğu, hangi ülkelerde hangi girişimlerin ön plana çıktığı ve 2021 yılında ön plana çıkan teknolojilerin açıklamalarına yer verdik.

  • İkinci kısımda ise araştırma bulgularına yer verdik, toplamda Türkiye’den 330 kişinin katıldığı birebir görüşmeler ve anketler sonucunda dikkat çekici verilere ulaştık. Araştırmayı şirket yetkilileri, insan kaynakları, çalışanların inovasyon değerlendirmesi ve öğrenciler üzerinde yaptık.

  • Son olarak üçüncü kısımda ise tüm raporladıklarımızı özetlediğimiz bir kısım yer aldı.

Araştırma bulgularımızı özellikle inovasyonun en fazla etkilediği ve etkilendiği 3 ana grubu ele alarak açıklamak isterim. Bu durumda odağımda şirketler, girişimler ve öğrenciler olur.

Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler inovasyonun gerekliliğinin farkındalar ve çeşitli denemeler yaparak deneyimlemeye çalışmışlar ancak bulgularımız sürdürülebilir bir inovasyon yöntemi geliştirmekte eksik kaldıklarını gösteriyor. İnovasyon tek seferlik bir deneme ile başarıya götürebilecek bir yaklaşım değildir. Amacımız şirketlerin bu durumun farkına vararak sürdürülebilir bir inovasyon metodunu şirket içine yerleştirmesini sağlamaktır. Ancak sürekli yeni ürün ve hizmetleri geliştirebilmeleri bu sayede mümkün olabilir.

Girişimler tarafında en önemli gözlemimiz ise metodojileri kısmen haberdar olsalar da maalesef en fazla ihtiyacı olan onlar olmasına rağmen düzgün bir şekilde uygulayarak fayda yaratamıyorlar. Müşteri ihtiyacından doğan çözümler geliştirme tarafında eksik kalıyorlar ve bu da sınırlı kaynaklarının gereksiz harcanması problemini doğuruyor.

Bir başka odaklanmak istediğim kısım ise tabii ki üniversite öğrencileri. Bu grubun beklentileri düşüncelerini özgürce ortaya koyabildikleri, yeni metodolojileri deneyebildikleri bir alan sunulması. Yeni nesil çalışanlar, inovasyonun şirket içinde olmazsa olmaz bir yaklaşım olması gerektiğini düşünüyor, aksi durumda çalışacakları şirketi buna göre seçme eğilimde oluyorlar. Zaten zor olan iyi yeteneği çekememe problemi şirketler inovasyona sürekli bir metodoloji ile odaklanmadıkça bir problem olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor.